Dublörü Alanya Tapu’da
HABER / MEGA TV / ADOM AJANS - Antalya’nın Alanya ilçesinde yaşandığı iddia edilen olay, tapuda yaşanabilecek sahtecilik risklerini yeniden gündeme taşıdı. Ümmü Demirkıran’a ait 958 metrekarelik bir arsanın, sahte belgelerle başkasına satıldığı ileri sürüldü. Üstelik bu satışın 1,5 milyon Euro, yani yaklaşık 23 milyon TL değerinde olduğu iddia ediliyor.
"TAPUYA GİDEN KİŞİ GERÇEK SAHİP DEĞİL"
Olayın merkezinde yer alan arsaya ilişkin işlem, 28 Mart 2025 tarihinde Alanya Tapu Müdürlüğü’nde gerçekleşti. Ancak tapuya gelen kişi arsanın gerçek sahibi Ümmü Demirkıran değildi. Demirkıran, o sırada Almanya’da bulunuyordu. İşlemi yapan kişinin sahte kimlikle hareket ettiği öne sürüldü.
"İŞLEM M.E. ÜZERİNDEN, TAPU M.Y.Ö.’YE GEÇİRİLDİ"
Söz konusu satışın M.E. adlı kişi üzerinden organize edildiği, tapunun ise M.Y.Ö. isimli bir şahsa devredildiği belirtildi. Tapuda yapılan beyanlara göre satış bedeli 15 milyon TL olarak gösterildi. Ancak gerçek değerinin çok daha yüksek olduğu, bir kısmının elden verildiği iddia edildi.
"İLANI GÖRÜNCE ŞOK GEÇİRDİ, TÜRKİYE’YE DÖNDÜ"
Ümmü Demirkıran, Almanya’da yaşarken bir gün internet üzerinden emlak sitelerinde kendi arsasının satılık ilanını gördü. Hemen Türkiye’ye dönen Demirkıran, Alanya Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek suç duyurusunda bulundu. Soruşturma başlatıldı.
"İDDİALARA GÖRE ARKADA ORGANİZE BİR EKİP VAR"
İşin perde arkasında başka isimlerin de olduğu öne sürüldü. M.E.’nin yönlendirilmesi, Ankara’dan emlakçı olduğu söylenen C.B. tarafından yapılmış. Sürecin Antalya merkezli olduğu iddia edilen bir avukat V.V. aracılığıyla organize edildiği ileri sürülüyor. Tüm bu bağlantılar olayın bireysel değil, organize bir şebeke tarafından yürütüldüğü izlenimini veriyor.
"AYNI ARSA TEKRAR İLANDA GÖRÜLDÜ"
Skandal bununla da sınırlı kalmadı. Aynı arsanın kısa süre sonra yeniden satışa çıkarıldığı fark edildi. Bu gelişme, olayın bir defalık bir dolandırıcılık değil, sistemli bir planın parçası olabileceğini düşündürdü.
"KAMU GÖREVLİLERİ DE İNCELEME ALTINDA"
Demirkıran’ın avukatı Haydar Uyar yaptığı açıklamada, “Bu olayda yalnızca dolandırıcılar değil, bu belgeleri kabul eden kamu görevlileri de sorumludur. Bir kişinin bilgileri başka bir kişinin fotoğrafıyla işleme alınıyorsa, sistemin temelden değişmesi gerekir” dedi. Tapu Müdürlüğü'ndeki memurların da soruşturmaya dahil edildiği iddialar arasında.